29.08.2009

"ATHLETIC DİYARBAKIR"LAŞMAK SORUNLARI HALLEDER Mİ?

Süper Lig'in yeni ekiplerinden Diyarbakırspor,kaldığı yerden devam ediyor.Küme düştüğü 2005/06 sezonunda,sahasında oynadığı maçlarda taraftarının çıkardığı olaylar hala hafızalarımızda.Hal böyle iken Süper Lig'e çıktığının daha 3. haftasındaki Fenerbahçe maçında da buna benzer sahnelere ev sahipliği yaptı Diyarbakır.Hadi düşerken çıkarılan olaylara yol açan öfkeyi anlamaya çalışalım(Kabullenelim demiyorum.).Pekiyi her şey yolunda giderken bu yapılanlara ne isim verelim?

Aslında hem geçmişte hem de hali hazırda koparılan fırtınanın futbol ile bir alakasının olmadığı aşikar.Bunu zaten herkes dillendiriyor.Tam siyesetimizin baş gündemi ve en büyük kavga kalemi olan "Kürt açılımı" ile paralel bir durum.Yani kesinlikle sportif değil;tamamen toplumsal bir sorun.

Şurası aşikar.Diyarbakır sadece bir şehir değildir artık.Aynı zamanda "Kürt sorunu" denilince akla gelen sembollerden biri haline gelmiştir.Kürt sorunu,terör sorunu,güneydoğulu vatandaşlarımızın geri kalmışlığı...Adına ne derseniz deyin,ülkemizin kanayan ana damarı söz konusu olunca,siyasi alanda en fazla gündem belirleyen kişilerden birinin belediye başkanlığını yaptığı bir şehir çünkü Diyarbakır...

İşte maçlarda çıkarılan olayların,tribünleri dolduranlardan bir kısmından kaynaklı olarak(o da yönlendirmelerle),bu ideolojik ya da toplumsal olgunun bir neticesi olduğunu düşünüyorum.Çünkü 70'li yıllardan itibaren dönem dönem en tepe ligimizde yer almış olmasına rağmen,şu son bir kaç yılda olduğu gibi olaylara şahit olmuyorduk;en azından böyle sistematik olanlarına...

Kaldı ki Diyarbakırspor'un,Kürt kimliğinin tezahürünü yeşil sahalarda yansıtışına asla şahit olmadık.Bu kulübün geleneklerinde böyle bir vurgu hiç olmadı.Ancak şu son dönemlerdeki siyasi konjonktürün etkisiyle,böyle bazı guruplar kendilerini,ülkenin en önemli gündem yaratıcı malzemelerinden biri olan futbol sahalarında göstermek istemiş olabilirler.Yine de bunun taraftarların,dolayısıyla şehrin çoğunluğu tarafından kabul gördüğünü söylemek de iddialı olur.
***
Futbolu yakından izleyenlerce bilinen bir takımdır Athletic Bilbao.İspanya'nın Basklı vatandaşlarının milli takımı görünümündedir bu ekip.Bask kimliğini taşımayan hiç bir oyuncu bu takımın formasını giyemez.Böylece Basklılar devlet içinde devlet benzeri bir oluşumu futbol sahasında tezahür ettirmişlerdir.

Düşünsenize bir,tamamı Kürtler'den oluşan bir Diyarbakırspor'u...Böyle bir takımı Diyarbakır halkının ne kadarı arzular acaba?Maçlarda olay çıkaranlardan başka hiç kimsenin derdi değildir bu eminim;ki bu olaylara sebep olanların büyük bölümünün de böyle bir bilinç ya da istem halinde olduklarına asla ihtimal vermiyorum.

Söz açılmışken şu vurguyu da yapalım.Yazıda bahsi geçen sorunlar ele alındığına,Türkiyeli olmak vurgusu yapılır.Örnek olarak da genellikle Fransa seçilir.Bu ülkede yaşayan vatandaşların Faslı,Cezayirli,Türk,Senegalli,Ganalı vs. alt kimliklerine rağmen Fransızlık üst kimliğinde birleştikleri methiyelerle anlatılır.Oysa şurası göz ardı edilir.Orada söz edilenler gerçekten etnik unsurlardır.Önceden yerleşik olan Fransız halkının içine,geçim derdinin peşinde koşarak yerleşmiş göçmenlerdir.Yıllar boyunca horlanmışlıklarını,göz ardı edilmişliklerini bertaraf etmek için bu Fransızlık üst kimliğini istençli olarak benimsemişlerdir.Temsil ettikleri alt kimlik ulusal Fransa futbolunda söz sahibi oldukça,bu ülkenin değerli bireyleri konumunda hissetmektedirler kendilerini.

Ülkemizdeyse Kürt olmak,azınlık ya da etnik unsur olmakla eşdeğer değildir.Hatta Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu unsurlarından biri olmanın ötesinde,cumhuriyete adını veren milletten yüz yıllar öncesinde bu toprakları evleri olarak benimsemişlerdir.Vakıa Kürtçe'nin yasaklanması,öz dillerinde yazıp-çizmeleri,türkülerini dillendirmelerinin yasaklanması gibi ezalara da katlanmışlardır.Ancak devletin her kademesinde en üst mevkilere kadar yükselebilmişlerdir.Ayrıca Kürt dostlarımızın yaşadığı bölgelerin geri kalmışlığında devlet politikaları kadar kendi iç dinamiklerinden,aşiret düzenlerinden kaynaklanan sorunlar da baş rolü paylaşmıştır.
***
Konumuzun mihenk taşı şu...Son dönemlerde Diyarbakırspor sahasında görülen olaylar günümüz siyasi konjonktürüne paralel seyretmektedir.Şimdilik tribünlerdeki kışkırtılmış azınlık tarafından icra edilen olaylar,tribünlerin tamamını kapsamamalıdır.Aksi halde durum "Diyarbakırspor"dan "Athletic Diyarbakırspor"a doğru evrilecektir ki;bu da futbol sahalarından topluma sıçrayan dinamitlenmelere yol açacaktır.

Anadolu topraklarının ihtiyacı kardeşleşme kültürümüzün yeniden arz-ı endam eylemesidir.Buna aracılık edecek alanlardan birisi de spor,dolayısıyla bu alanda ülkemizde baş köşeyi tutan futboldur.Bunun için en az devletimiz,hükümet politikalarımız kadar Diyarbakır ve Kürt-Türk ayrımı olmadan tüm halkımızın da sağ duyusuna muhtacız.Diyarbakır'daki muameleye maruz kalan takımların taraftarları,Diyarbakırspor kendi şehirlerine geldiğinde aynı refleksi göztermemeliler.Aksi toplumsal ayrışma futbol sahalarında hız alarak yoluna devam edecektir.

Hiç yorum yok: