3.11.2014

EY YEREL KAHRAMANLAR!GERİ DÖNÜN...İHTİYACIMIZ VAR SİZE...

"Yeni PES'i gördün mü oğlum?Messi'yi aynen yapmışlar." derken biri;"Yok oolum..Ronaldocu'yum ben...Hem PES'i de tanımam FIFAcı'yımdır haa!..." diyordu öbürü.

Messi ve Ronaldo herkesin kahramanı.Global kahramanlar;hatta çoklarına göre kozmik kahramanlar.Oysa bizim daha mütevazi kahramanlarımız vardı.Tamam Maradonalarımız,Rıdvanlarımız,Tanjularımız da oldu;Gullitler,Platiniler ve Metin-Ali-Feyyazlarımız da Hamimiz de...Ama onlardan önce mahallemizin Mehmet Abisi'nden,Ekrem Abisinden görüp,sevdik ayak topunu.Hatta mahallenin koca göbekli Cevdet Amcası'nın gençlik anılarını dinlerken "+18" e inat bizi de ısıtan "kaave sobası " başı sohbetlerinde,şaşırdık."Yapma be Cevdet Amca" derdik,"Sen kim,top oynamak kim?"...
O da başlardı anılarının Youtube'undan çalınan görüntülerin eşliğinde muhabbete;
"Biz de top oynadık len,yerden bitmeler.Anamızdan böyle doğmadık ya!" ve devam ederdi azısı düşmüş dişlerinin arasından tıslayarak;"Sorun bakalım babalarınıza,kimdi bir zamanlar buralarda tahta direkleri kıran şutların sahibi."...Etraftan hafif tebessümle kafa sallamalar eşliğinde derinden gelen "Ahh,ulan" nidaları ikna etmeye yeterdi.İnanırdık.Bilirdik,kızlarının düğün gecesi; "Yok,ağlamıyorum.Toz kaçtı da gözüme.." mavalından başka yalan yoktu hiç birinin hayatında.

 Aşağı mahalleyle yapılan hiç bir maçın nasıl tamamlanamadığını,kasabanın amatör takımıyla yapılan idman maçını nasıl kazandıklarını dinledik senelerce,"Eski kulağı kesik" abilerimizden.Bunlarla büyüdük.Biz futbolu,olması gerektiği gibi,ayaklarımızla oynardık;iki elimizin baş ve işaret parmaklarıyla değil...Tek kanallı tivilerimizde maçlar da izlerdik;ama bizim maçlarımız TV'den sonra boş arsalarda,sokak aralarında devam ederdi.Arkadaşımızı attığımız "beşlik"lerle kızdırırdık;"ctrl + bir şeylere"e basarak attığımız röveşetalarla değil.

Biz pleysıteyşın kafelerde değil,toprak sahalarda sıra beklerdik.Abilerimizin maçı bitecek de sıra bize gelecek...Hele ki kokusu genizlerimizi henüz terk etmemiş yağmurun ardından gelen bir beklenceyse daha da içten çıkardı puflamalarımız;zira bizden üç-dört numara büyük ayakların açtığı çukurlarla da uğraşmak zorunda kalırdık o vakit...Zaman zaman kızsak da saygıyla kabullenirdik bu hiyerarşiyi.İzlerdik.Öğrenirdik.Hem çalım atmayı hem tivide olsa biplenecek alaycı kızdırmaları öğrenirdik.Ama samimiyeti,kardeşliği de öğrenirdik.


İzlediğimiz abilerimiz bizim kahramanlarımız olurdu.Hele ki boşluk doldurmak için aralarına katıldığımız maçlarda aldığımız "Efferim lan velet,olacak senden." tebrikleri kulaklarımızdan kalbimize akardı.Ayaklarımız kanatlanırdı bundan kelli...Biz futbolu böylece bildik böylece sevdik.Biz futbolu hayatımızın içinde yaşayan bir varlık olduğu için sevdik.

Şimdinin zamaneleriyse futbolun müşterisiler,aktörleri değiller.Gözlerinin önünde kanlı canlı kahramanları;attıkları şutu,verdikleri pası ense köklerine indirdiği şakacı şaplakla kutlayan Bahtiyar Abileri de yok.Cüzdanlarının şifresini kırmak için ağzından salyalar akan tivi kanallarında boy gözteren  "Kozmik Starlar"ı var.İşte bizim futbolumuzun açlığı ekran starlarına değil.Futbolumuzun açlığı sokak aralarındaki yerel kahramanlarımıza.Futbolumuz silkinecekse eğer iki taş arasından geçirdiği topa sevinen  abilerine öykünen fırlamalarla olacak bu;çempiyıns lig starlarını elsidi ekranlarda izleyen Ronaldo tıraşlı toprak,çim kokusunu unutmuş 21. yüzyıl afacanlarıyla değil...

Hiç yorum yok: