12.06.2010

ÇINAR GÖLGESİ SOHBETLERİNDEN MAHRUM KALMIŞ SON MOHİKAN

Ağaçların şahıdır çınar...Zamanın tanığıdır...İnsanda tevekküliyet,dinginlik,alçak gönüllük,merhamet hislerini canlandırır.Çınar,insanı insan yapar,var eder.Gölgesine kurulup içilen semaver,illa ki de semaver,çayları ya da soğuklukta buzları kıskandıracak ayranlar...Hayat bu be işte!...Çınarı olmayan şehir,şehir midir?Çınarı olmayan bir mekan,köy,kasaba yaşadığını,mazisini,hali hazırını nasıl belgeleyebilir ki?
Atamız,ecdadımız,dedelerimiz bilmişler bunu,görmüşler.Medeniyetlerini götürdüklere her yere çınarlarla atmışlar imzalarını.O hayat pınarlarıyla bezemişler meydanları.Çınarların altında tertiplemişler düğünlerini,bayram eğlencelerini.Hatta ölülerini bile çınarların şahitliğinde yıkamışlar;çünkü bilmişler onların "İyi bilirdik"lerinin merhametli dillenişini...

İnsanların ağacı hayatlarına sokmaları başlı başına bir kültür,ileri götürelim insaniyetlerini belgeledikleri bir tasdiknamedir.Hele ki gözlere,gönüllere serilen bu ağaç çınarsa...

Çınar,toplumun yaşam kaynağıdır.Kültürün taşıyıcısı,yeni kuşaklara benimseticidir.Altına serilen hasırların,kurulan divanların üzerindeki muhabbettir bugün bizi var eden.Dedelerimizin,onların dedelerinin ve onların da büyük büyük dedelerinin adetlerini,inanışlarını,dualarını öğretir bize çınar altı muhabbetleri.Hayat,ruh dededen-babaya,babadan-oğula sirayet eder.

Fatih'in,Yavuz'un mesellerini,93 Harbini,ekmek karneli günleri,Lefter'in gollerini,Metin Oktay'ın ağları yırtan şutunu,Baba Hakkı'nın asaletini hep orada öğrenmişizdir.Dedelerimizin,babalarımızın futbol sevdası da bize işte bu çınar altı sohbetleri gibi işlemiştir.Tuttuğumuz takım,gönlümüzün yıldızları,mazinin futbol efsaneleri böylece yer etmiştir beynimizde.Biz babamızdan almışızdır,babamız da babasından almıştır yeşil sahalardaki sevdasını.Nasıl ki çınarlar şahitlik etmişse yüzlerce yıllık yaşanmışlıklarımıza,tutuğumuz takımlar da birlikteliğimizin,anılarımızın şahitliğini üstlenmiştir.Nadiren aksi görülse de taraftarlık,nesilden nesile aktarılan bir aile şirketi gibidir.Aynı golle bir birimizi kucaklamış,aynı maçın hakemine sövmüşüzdür.Aynı takımın taraftarı olmak,çınar ağacının dalları gibi sarmıştır nesiller boyu etrafımızı.Dede,baba,oğul aynı takımın maçında hop oturup hop kalkmak;bu üç farklı nesil temsilcisinin aynı çınar altında çayını yudumlayıp eskilerin mesellerini anlatması,dinlemesi gibidir.

Tuttuğunuz takım arması yıldızlılardansa eğer,ki öyledir hemen her zaman,aynı çınar gölgesinde serinlemek kolaydır.Zıt takımları bile tutsanız ortak bir muhabbet açılır.Lakin bambaşka bir ligin dibine demir atmış,tepe ligleri ancak efsane söylentileri gibi tahayyül eden bir takımın taraftarıysanız işiniz zor...Sevdanızı yeni kuşaklara aktaramazsınız.Göz önünde olmayan,gazetelere hiç çıkmayan bir futbol takımını kime nasıl sevdireceksiniz ki?

Maçın başlamasını beklerken,bordo-beyaz atkınızı alır bir çınar altı kahvesine gidersiniz.Yanınızda oturana "Nerede o 80'ler nerde bugünler..." dersiniz,cevap "He ya,Şeytan ne top oynamıştı ama o yıllarda..." oluverir.Bir öbürüne "Hakan'ın gol kralı olduğu yılı hatırlıyor musun?" dersiniz de "Avrupa'nın bile kralıydı oğlum Hakan o zamanlar..." dumuruna uğrarsınız.
Aynı çınarın farklı ruhları gibisinizdir onlarla.Yanlarında yeriniz yoktur.Siz Vahşi Batı'nın vahşi kovboyu tarafından aranan "Son Mohikan"ısınızdır.Nesliniz kurumuştur.Sevdalandığınız renkler sizinle birlikte solacaktır artık.Siz artık,paylaşacak bir çınar gölgesi bulamayacak kadar yalnız bir Son Mohikan'sınızdır.

Hiç yorum yok: