Osmanlı zamanında her şey güllük-gülistanlıktı,milliyet ya da dini inançlara dayalı hiç bir problem yoktu gibi,kendini hatalardan vareste gören bir tutum takınmak niyetim yok.Sadece bir sürgit şeklinde ilanihaye devam etmesi muhtemel olan bir duruma,sevdalısı olduğumuz meşin kürenin penceresinden bakma çabasındayım.
Şurası muhakkaktır ki;kimi futbol kulüplerinin peşinde koşan kimi kitleler futbolu bir oyun olarak değil de ideolojilerinin,inançlarının,etnik ya da kültürel kimliklerinin bir dışa vurum alanı olarak görürler.
Örneğin İtalyan Livorno'ya gönül vermiş,faşist ideolojiye sahip bir İtalyan'a rastlama şansımız yüzde kaçtır?Bask Milli Takımı görünümündeki Athletic Bilbao'ya sevdalı İspanyol ya da Katalan gösterebilmek ne kadar mümkündür?
***
Ermeniler yıllardır,kendilerine Türkler tarafından soykırım yapıldığını iddia ederler,Türkler ise bunu redderler.Yapılanın sadece savaş sırasında arkadan vurulmamak için önlem olduğunu söyler Türk tarafı ve hemen ekler ardından "O dönemlerde Ermeniler"in çektirdiği mezalimleri niye görmüyorsunuz?".
Kişisel kanım;o dönem bir büyük savaş içinde olunmasa,söz konusu tehcirin de yaşanmayacağıdır.Yani yapılan planlı bir yok etme faaliyeti yoktur.
Ermeni tarafı,soykırım yapıldığına tüm hücrelerine dek inanıyor ve zamanında terk ettirilmek zorunda bırakıldıkları topraklarda yeniden hakim olmak istiyor.
Sözün özü,ellerinde kendilerine karşı soykırım yapıldığına dair bir proganda imkanı yaratan tehcir olayı olmasa da,mutlaka başka bir bahane bulabileceklerdi.Çünkü Ermeniler,kendilerini Türkler tarafından evlerinden kovulmuş mağdurlar olarak görüyor ve kendilerince haklı(!) olarak da evlerini geri istiyorlar.Bunca çığırtkanlığın tek sebebi de budur...
Gelelim bu Ermeni özleminin futbola sirayet etmiş görünümüne.Bilindiği gibi SSCB'nin dağılımının ardından kurulan Ermeni Devleti çok genç bir devlettir.Buna uygun olarak Ermenistan Milli Futbol Ligi de kısa bir geçmişe sahiptir ve 1992'de kurulmuştur.Ancak SSCB döneminde kurulmuş köklü Ermeni kulüpleri de mevcuttur.
Büyük Ermenistan özlemini adında yaşatan kulüplerden bir tanesi "FC Ararat Yerevan" kulübüdür.Bu kulüp 1935'te kurulmuş ve Sovyet etkisiyle Spartak ve Dinamo adlarını aldıktan sonra,1963 yılında şimdiki adını seçmiştir.
Müneccim olmaya gerek yok.Özellikle Doğu Anadolu bölgemizi kendi anavatanlarının önemli bir parçası olarak görürler.Bu coğrafyamızda bulunan Ağrı Dağı'na kendi dillerinde karşılık olan "Ararat" ismi davalarının sembollerinden birisidir.Hatta çok yakın geçmişte bu isme haiz bir propaganda filmi çekmişler ve bu film ülkemizde de büyük tartışmalar ortaya çıkarmıştı.Kulübün kendine ad olarak Ararat ismini seçmesi de gerek politikacıların gerekse halkın niyetlerinin bir yansımasıdır.
Ermeniler'in bir diğer Türkiye coğrafyasına özlemle ad alan kulübü de "FC Kilikia Yerevan"dır.Malumdur,Türkler'den önce Kilikya olarak tabir edilen bölge,bizim bugün Çukurova dediğimiz bölgeye tekabül eder.Bizans ve Selçuklular zamanında bu bölgede hüküm süren bir Ermeni Krallığı varmış.FC Kilikia Yerevan kulübü de bu eski devletlerine duyulan bir özlemin adını almış.
Uzun yıllardır problem yaşadığımız bir ülke de Yunanistan'dır.En tanınmış Yunan kulüplerinden biri olan "AEK Atina" da isminde,Yunanlılar'ın İstanbul özlemini yaşatır.AEK'nın tam açılımı "Atletiki Enosis Konstantinopoliton" yani "İstanbullular Spor Birliği"dir.
AEK,Osmanlı döneminde İstanbul'da kurulan Pera takımının,Kurtuluş Savaşımız'dan sonra Yunanistan'a göç eden Rumlar tarafından yeniden kurulması ile bu adı almıştır.
Bu arada armalarındaki çift başlı kartal ve sarı-siyah renk de Bizans'ı sembolize etmektedir.
Adında İstanbul özlemini yaşatan bir başka Yunan takımı "PAOK Selanik"tir.PAOK'un tam anlamıysa "Pan Atletikon Omilos Konstantinopoliton"dur.Bu ise "İstanbullular Tüm Spor Birliği" mealindedir.Armadaki çift başlı kartal yine Biznas'a işaret ediyor.
Türk-Rum çatışmasının en büyük tezahür alanı Kıbrıs olmuştur.Kıbrıs Rum Kesimi'nin 1911 de kurulan Anorthosis Famagusta takımı,1974 Barış Harekatı'ndan sonra KKTC'nin elinde bulunan Mağusa'nın adını taşır;ki Famagusata,Mağusa'nın Rumca söyleniş şeklidir.
Günümüzde Kıbrıs Rum Kesimi'nin Larnaka şehrinde konuşlanmış bir kulüp olsa da,Türkler'e kaptırdıkları yerleri bir gün gelip de geri alma özlem ve hayali içerisinde olduklarının bir kanıtıdır,hala Famagusta adını taşıyor olmaları.
Yine Mağusa'da kurulmuş;bugün burada maç yapması mümkün olmadığı için Rum şehri Larnaka'yı seçmiş bir kulüp de "Nea Salamis Famagusta" takımıdır.Kulüp 1948 doğumludur.
***
Görünen o ki Yunan ve Ermeni tarafının davaları hiç bitmeyecek.Ya onlar istediklerini alacaklar ya da Türkiye Cumhuriyeti sağlam durup buna meydan vermeyecek.Ben ilk seçeneğin gerçekleşmesine imkan görmüyorum.
Bu kulüp isimleri şunu da ispatlıyor bence;Yunanlılar'ın ve Ermeniler'in davası sadece siyasilerin politikalarına değil,her iki halkın bütün faaliyetine,yaşamlarının her alanına sirayet etmiştir.
Futbolun içerisinde yaşayan hiç bir fikir,olgu,davranış,eğilim halklardan azade değildir çünkü...
Son olarak,başlıktaki soruya cevabım şudur;Türkiye ile Yunanistan ve Ermenisten arasında böyle bir barış söz konusu değildir.Karşı tarafın barış diye gördüğü tek şey emellerine ulaşmaktır.
Kaldı ki bir fikir,halk içinden doğmuş,futbol ya da herhangi bir spor kulübünde vuku buluyorsa,o kulüpler geniş kitlelerden destek görüyorsa,söz konusu anlayış o ulusun genlerine işlemiş demektir.Böyle katı bir anlayıştan da kolay kolay geri adım atmaz insanoğlu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder