23.02.2009

GALATASARAY,GERÇEKTEN TEKNİK DİREKTÖR MÜ ARIYOR ?

Son yıllarda bir gelenek baş gösterdi Galatasaray'ın teknik adam seçiminde.Unutulmaz Avrupa zaferlerini yaşatan kadroya duyulan özlemin bir değişik yorumu bu aslında.İşler kötü gittiği zaman o efsane kadro içerisinden birileri getiriliveriyor hemen takımın başına.
Önemli bilim adamlarımızdan merhum,sosyolog Niyazi Berkes'in "Türkiye'de Çağdaşlaşma" adlı aşılması zor çalışmasında şu mealde bir tespiti vardır;
"Bir devlet gerilemeye başladığı zaman,en müreffeh olduğu günlerine dönüş özlemi duyar.En şaşaalı dönemlerdir onlar çünkü...Artık hedef,o günlere tekrar erişmektir.Tüm çabalarda onun için harcanır."
Bu ifadeyi,Galatasaray'ın çalıştırıcı seçimlerine de uygulayabiliriz rahatlıkla.

Takımın Fatih Terim ile yaşadığı Türkiye'deki "4"leme şampiyonluğu ve UEFA zaferinin ardından Lucescu denendi.Onunla da 1 lig şampiyonluğu ve Avrupa'da takdir edilecek bir başarı elde edildi.Ancak bu kesmedi camiayı.Akıllarda hala 2 yıl öncesinin "Avrupa Fatih"i vardı.

Ve,yukarıda özetlediğimiz anlayışın bir eseri olarak,Terim geri geldi;ancak bu kez fütuhatını gerçekleştiremeyerek büyük bir hayal kırıklığı yarattı.Hatta gerileyecek bir "Viyana Kapısı"na dahi ulaşamadan.

Bu arayış,takımın yaşayan efsanesi Georghe Hagi ile devam etti;fakat sonuç yine hüsran.Üstelik 100 yıllık mazinin en gösterişli günlerini yaşatan bu baş kahraman,100.yılın şampiyonluğunu da düşman kardeşe kaptırıverdi...

Ardından bir şampiyonluk daha yaşandı;ama yine o özlenen efsane dönem ile hiç ilgisi olmayan Eric Gerets'ti bunun mimarı.Buna rağmen yine tatminsizlik ve yine bir şampiyon teknik adama elveda deyiş sahnesi yaşandı Galatasaray'da...

Bu kez,Galatasaray'ın başarılarının temellerinin atılmaya başlandığı bir başka teknik direktör kolları sıvadı.1993'te lig şampiyonluğu yaşatan,yetenekli gençler çıkaran ve Avrupa'da markalaşma adımlarını büyüten Karl-Heinz Feldkamp'tı bu...Fakat yine başarısız bir geri dönüş sonucu,yolun daha sonunu göremeden vaz geçildi onunla yürümekten.Son 6 maçı idare içinse takım içinden Cevat Güler geldi ve takım şampiyon oldu.

Yine bir şampiyonluk sonrası görev sonlandırma ile Skibbe geldi takımın başına.O da,daha sezon sona ermeden,başarısız bulunarak,1997-2000 arası sezonların efsanelerinden Bülent Korkmaz'a bıraktı yerini.

Korkmaz ne kadar başarılı olur,hocalık deneyimi bu görevdeki başarısına yeterli midir?Tartışılır.Ancak tartışılmayacak bir şey var ki;Galatasaray aslında teknik direktör değil,1997-2000 arası yakalanan ruhu arıyor.Bu ruhu geri çağırmak içinse o günün mimarlarından medet umuyor,dönüp dönüp...
Fakat bir yanılgı içerisindeler.Başlangıçta bahsettiğimiz sosyolojik teoride olduğu gibi,onlar da başarılı günlerine dönüşü arzuluyorlar;ki bu doğal.Doğal olmayansa,bunu,günümüz koşullarına uygun bir ortam hazırlayarak değil;o günlerin ortamını zamanımıza taşıyarak yapmak istiyorlar.Oysa şu aşikar ki,2000 sonrası kazanımlar,yeni denemeler sonucu geldi hep...

İşte bu yaşananlar ve kanaatimce Bülent Korkmaz'ın yetersizliği nedenleriyle o özlenen günlere yine dönülemeyeceğini düşünüyorum.
Bu sezon sonunda şampiyonluk gelse bile,Galatasaray uzun vadede bu anlayış yüzünden kaybetmeye devam edecektir...

Hiç yorum yok: